12 Kasım 2007 Pazartesi

etsel zorunluluk

uyku
absolutely alcohol
sabah

yaşam
hayat
nefes
gün
gece
yoktan gelen göz yaşları…
kum
cam
06:30
bardak
alko… yeniden…
grup
şise
sabah
uyku
huzur
rahatlık
uykusuzluk
servis
saat
vesaire…
boşver ya...
hayat!!!
zorlaştırma!

YAŞA!

1 Kasım 2007 Perşembe

GÖZYAŞI KÖRÜ!

Derin bir sızı var beyninde,
Gözlerine yakın.
Derin ve yaşlanmış.
Yıllandırılan bir sızı,
Göz oyuğundaki küçükcük mahzenlerde.
Göz kapaklarında da toz birikmiş,
Sanki bir karış,
Sanki hiç silinmemiş…
Üzüntü kambur olmuş gözlerinde.
Set örmüş hiç akmasın diye…
Hüznün hilkat garibesi!
Kör!
Gözyaşı körü!
Gözlerindeki ur,
İçi üzüntü dolu…
Akıtamıyor içindeki hüznü!
Kurumuş, çatlamış gözler,
Otlar fırlamış damarlardan.
Hüznün hilkat garibesi!
Kör!
Gözyaşı körü!

31 Ekim 2007 Çarşamba

İNSAN ve TOPRAK

İNSAN

Soğuk!!!
Hem de çok…
Neredeyim ben ya?!
Neresi burası?
Neden karanlık?
Neden kıpırdamıyor hiçbir hücrem!
Neden nefesimi tutuyorum ben?
Bu da ne?
Bu duygu, bu his?
Neden titriyormuşum gibi geliyor?
Soğuktan mı acaba?
Ağlama sesi mi o boğuk fısıltı?
Heeyyy!!!!...


TOPRAK

Birisi daha…
Yine ıslattılar yüzümü,
Buz gibi damlalarla…
Aynı senaryo, aynı sözler…
Çiçekler daha fazla sadece,
Korkmasa bari çok.
Ruhu titriyor belli.
Titreme çocuğum o kadar!
Sakinleşir birazdan…
Neyse…
Aaa! Bak biri daha…
Neden şaşırıyorsam hala?
Sen de hoş geldin, korkma…

16 Ekim 2007 Salı

'O'

bir 'O' var bende!
benim içimde 'O' nu arayan...
'O'nu arayan ben,
aratan 'O'!

bir ben varım 'O'nda!
'O'nun içinde beni yaratan…
yaratan 'O',
yaranan ben!

bir 'O' var 'O'nda!
'O'nun içinde 'ne' arayan…
arayan 'O',
aranan 'ne'?

14 Ekim 2007 Pazar

Kaç Oldu?!?

İçimde bir yangın…
Alev alev… Yayılıyor damarlar boyunca.
Kova kova ateş döküyorlar üstüne!
Hep taze tomurcuklar yanıyor,
Simsiyah is kalıyor o koca gövdede…

Aldığım nefes gidemiyor ciğerlerime!
Sanki onların ciğerlerine dolmak ister gibi!
Kesiliyor…
Onları toprağımın içine giderken görünce.

Her birinde,
Her yok oluşta,
Ruhum ruhlarına dokunuyor!
Sanki o kapıdan geçerken,
Eşlik ediyor onlara…

Gözlerim yanıyor!
Alev alev!
Sonra da kendi yangınlarını
Söndürmeye çalışıyorlar
Damla damla...
Damla damla...

13 Ekim 2007 Cumartesi

yırtık ses telleri

kendini kandırır insan çoğu kez,
tıpkı nefes alır gibi.
yaşadığını hisseder o zaman,
görünmeyen bir kan gider ruhuna.

sonra…
aldığı o nefesi verir elbet geriye.
ama ruha işleyen o kan, can olmuştur artık.
verir onu da geriye, aldığı yere!
ruhu yırtılır öksürmekten,
kan bulaşır hayallerden mendiline!

anılarından bir mezar kazar beyninde,
ama derince!…

ve canlı canlı içine bırakır,
o, havada ayaklarından ters tutulan, ağlayan aşkı!

üstüne de taze kokan hayallerinden atar,
kürek kürek!…

sonra da sıkıca bastırır üstünü,
kalbiyle…
sıkışsın, hava alamasın, çıkamasın boğulsun diye.

boşluğu dolduran şarkılar ağıt olmuştur dillerde,
herkesin kendi öldürdüğüne yaktığı…
yırtık ses telleri kalır önceki geceden
ve hor kullanılmış gözyaşı bezleri geriye...

12 Ekim 2007 Cuma

...not included!

WE GAVE TO YOU A NEW PACKAGE OF LOVE BUT...
BRAIN IS REQUIRED BUT NOT INCLUDED!
HEART IS REQUIRED BUT NOT INCLUDED!
TEARS ARE REQUIRED BUT NOT INCLUDED!

AYNA | ANYA

Ya ışık olmasaydı?
O lamba parlamasaydı?
Bir iken iki olmasaydı ayna’da.
Yanmasaydı asla yansımayacaktı…

Kendi kendini görmek için
Kendine muhtaç olan.
Varlığından emin olmak için
Kendini görmek zorunda kalan.

Kıvrımlarından çıkan benliğini
Dümdüz sonsuza gönderen.
Ta ki çarpıncaya kadar
Önüne çıkan o yalancı sır tabakasına.

Ve biran benlik geri döner!
Kendini görür kendinden doğanlarla.
Ancak yüzüne çarpan benliği ile varolabilen!
Kendi kendini görmek için
Kendine muhtaç olan!


- düzlem(ler) -

Düzlemlerde yaşıyoruz,
Uzay sanıyoruz içinde olduğumuzu.
Şişirilmiş düzlemler,
Birbirine teğelle tutturulmuş.
İş düzlemi,
Ev düzlemi,
Rüya düzlemi,
Zaman düzlemi,
Ve diğerleri…
E hani uzaydı yaşadığımız?
Birleştirelim mi hepsini?
Uzay mı oldu sanki şimdi?
Teğelle tutturulmuş nöronlarımıza hepsi…

7 Ekim 2007 Pazar

...derin

.
.
.
Ne derinmiş ya!
Git git bitmiyor,
Bat bat bitmiyor,
Dibi de görünmüyor.
Belki de…
Belki de yanlış yere bakıyorum!
Belki de yanlış yere gidiyorum!...